Finaller baþlıyor diye köþe yazısını yazmadım -gerçi yazacak bir þey var mıydı o da ayrı bir konu-, ama bu baþlıktaki tartıþma oldukça keyifli olunca kendimi tutamadım ben de

Siyasal'daki söyleþiye Cavcav'ın Fuat Hoca'yla yolları ayırdıðımızı açıklaması damga vurdu, fakat önemli iki açıklama daha vardı o söyleþide. Ýlki; takımın skor üstünlüðü elde edildikten sonra geri çekilmesiyle ilgili soruya Özgür ve Cem Can "içgüdüsel", "istem dıþı" gerçekleþen reaksiyonel bir durum olarak cevap verirken(ki hatırlayalım Beer Bus'ta yaptıðımız kısa söyleþide Jimmy de aynı yorumda bulunmuþtu), Tosiç'in ise, diðer oyuncuların gösteremediði bir cesaretle, bunu hocadan kaynaklı bir problem olarak beyan etmesiydi.

Bir diðeri ise futbolcuların geleceklerindeki "büyük takım" hedefine yönelik soruya Özgür'ün "Gençlerbirliði de büyük bir takım" minvalinde verdiði cevaptı. Özgür hem bizim hasret olduðumuz bu tip söylemleriyle hem de saha içindeki savaþçılıðı, arzusu ve karakteriyle özel bir sevgi seline mazhar olmayı hakediyor. Topsuz oyunda ligin en özel bir iki orta saha oyuncusundan birine dönüþtü ikinci yarıdaki performansıyla. Zaten günümüz önliberoculuðuna son derece uygun bir fiziði var, bir de bu fiziði böylesine özel bir çabayla birleþtirince, tribünlerden Aykut, Vleminckx, Ante gibi koþulsuz saygı ve sevgi gören oyuncuların arasına kendisini de katmıþ oldu. Ancak Özgür'ün hala ciddi bir özgüven problemi yaþadıðı yadsınamaz. Bu özgüvensizlikten doðma iki tane problem var. Ýlkine yukarda sık sık deðinilmiþ zaten; "top kullanma ürkekliði". Diðeri ise topsuz oyunda stoperlerin arasına çok fazla girmesi. Bu hem savunma çizgisinin ve dengesinin bozulmasına, ama daha önemlisi orta sahayla defans çizgisi arasında kocaman bir boþluðun açılmasına sebebiyet veriyor. O boþluðun açılması sayesinde ceza sahası yayının gerisinden yediðimiz pek çok gol var bu sezon. Özgür bu problemini çözebildiði takdirde -ki iþin teknik boyutuna dahi girmeden, telkinler üzerinden dahi çözülebilecek bir problemden bahsediyoruz- dört dörtlük bir önliberoya dönüþecek. Biraz pas hususunda da aþama kaydederse, Ýlker Karabulut'un da belirttiði üzere sadece 4-3-3'ün çapası olmaktan kurtulup, 4-4-2'de oynayacak bir oyuncuya dahi dönüþebilir. Arzu olduktan sonra ne oyuncular ne aþamalar kaydediyor; çaba gösterdiði takdirde Özgür'ün de dönüþebileceðinden þüphem yok benim.

Petroviç'in ne kadar büyük bir potansiyel ihtiva ettiðine inandıðımı sayısız kez yazmıþtım. Ancak þu tespit de doðru ki, Özgür ve Petro gibi boy ortalaması 1.91 olan bir arka orta saha oyuncu ikilisinden de dinamizm üretmelerini beklemek hayalcilik oluyor. Fakat ne zaman ki topa ön alanda hakim olmaya çalıþan, oyunu kurgulayan takım oluruz; önceliðimiz de savunma dinamizmden önce kontrol, hakimiyet olur; iþte o zaman bu ikili oynadıðımız oyuna uygun bir ikili halini alır. Petroviç'in o hantal fiziðiyle hiç mi hiç baðdaþmayan üst düzey bir top tekniði ve pas kabiliyeti var. Teknik direktörün görevine oyuncuların verimini maksimize etmesi de dahil þüphesiz. Fuat Hoca Petroviç'ten çok çok az verim alabildi; Metin Diyadin'in alacaðı verimi arttırması halinde çok çok daha iyi bir Petroviç izleyeceðimizden eminim.