-
Es Es taraftarından oturma eylemi
Eskiþehirspor taraftarları, yarın gerçekleþtirilecek olaðanüstü genel kurul öncesinde baþkanlık için aday çıkmamasından dolayı oturma eylemi baþlatmıþ.
http://www.klasspor.com/tr/haber/885...ma_eylemi.html
Süper Ligdeki kulüplerimizin büyük bir çoðunluðu maalesef çok iyi yayın gelirleri elde etmelerine karþın yönetimlerinin saðlam bir bütçe oluþturmadan ve gelir-gider dengesini gözetmeden sorumsuzca ve hesapsızca yaptıkları harcamalarla ve ortaya çıkan dað gibi borçlarla iflas noktasına geliyor.
Eses’i severim. Özgür Topyıldız'ın yazdıðı "Anadolu Yıldızı Eskiþehirspor" kitabında (Sayfa: 64, 65, 66, 67), 1965 yılında kurulurken renk seçimi sırasında, ilk yönetim kurulu üyelerinden Mustafa Doðramacı'nın kulüp renklerinin kırmızı-siyah olmasını önerdiði, böylece o dönemin Futbol Federasyonu Baþkanı Orhan Þeref Apak'ın yardımlarını gördükleri için Gençlerbirliði'nin renkleri olan kırmızı-siyahı seçmelerinin kendisine büyük bir cemile olacaðını söylediði, bu sözler üzerine dıþarı fırlayan yönetim kurulu üyesi Nafiz Bey'in o gün Köprübaþı'nda bir kitabevinin vitrininde gördüðü Paris Match dergisini alıp getirdiði, derginin kapak fotoðrafındaki Fransa Kupası þampiyonu Rennes takımının kırmızı-siyah renklerine herkesin vurulduðu ve kırmızı-siyah renklerin böyle seçildiði anlatılır. Yani Eskiþehirspor ile aramızda gerçek bir kırmızı-siyah renk kardeþliði var. 1979’da Eskiþehirspor'un Eskiþehir Atatürk Stadında Beþiktaþ’ı 2-0 yendiði maça Polatlı’dan gittim ve Eses tribünündeydim. 1984 yılının Mayıs ayında Ýstanbul’da Ali Sami Yen Stadında Beykoz ile 0-0 berabere kalarak 1. Lige yükseldiðinde, bir rastlantı sonucu arkadaþımla biz de oradaydık ve stattan Ýstanbul caddelerine yayılıp þampiyonluk kutlamaları yapan 30 bini aþkın Eses taraftarının arasındaydık. O zamanlar Eskiþehirspor 1 ligden düþtükten sonra çok kötü dönemler geçirdi. Hatta 3. Lige kadar düþtü. Sonra yine bir silkindi, kendine geldi ve yeniden Süper Lige döndü.
Eskiþehirspor'un, Süper Ligden düþtüðünde çok ciddi bir borç yükü vardı ve yeniden toparlanması ancak Süper Lige geri dönmekle mümkün olabilecekti. 1. ligde neredeyse Süper Ligdeki pahalı kadrosuyla mücadele etti ve þampiyonluðun en büyük adaylarından biriydi ama yönetimin ve Alpay Özalan'ın sorumlusu olduðu teknik kadronun yaptıðı birçok yanlıþ sonucu ilk ikiye giremedi ve yükselme maçlarının finalini de Göztepe'ye kaybederek Süper Lige çıkamadı. Düþünün, 1. ligin en pahalı kadrosuna sahipsiniz, ligin favori takımısınız ve þampiyonluk yolundaki en önemli rakiplerinizden biriyle deplasmanda oynadıðınız bir maçta sudan bir sebeple sahadan çekilip hükmen yenik sayılıyorsunuz ve üstüne üç puanınız siliniyor. Teknik direktör Alpay Özalan verdiði demeçte, takımı baþkan Halil Ünal'ın talimatıyla sahadan çektiðini söylüyor, baþkan da bunu yalanlamıyor. Es Es taraftarlarının bu olaya nasıl bir tepki verdiðini bilmiyorum ama en azından Alpay Özalan'a ve baþkan Halil Ünal'a "Siz nasıl böyle bir þey yaparsınız, nasıl takımı sahadan çekersiniz?" dediklerini duymadım. Sonradan olaylar öyle bir geliþti ki, Eskiþehirspor silinen bu üç puanını çok aradı. Varsayalım ki baþkan Halil Ünal böyle bir talimat verdi, Alpay Özalan bu talimatı yerine getirmek zorunda deðildi. Takımı sahadan çekmeseydi belki maç sonrası görevinden alınırdı ve þöyle diyebilirdi: “Baþkan takımı sahadan çekmemi istedi, kabul etmedim. Bu yüzden beni görevden aldı. Takımı sahadan çekip kulübe zarar veremezdim.” Lig sonunda Eskiþehirspor 1 puan farkla ya da ikili averajla ligi ilk iki sırada bitirip Süper Lige çıksaydı, Alpay Özalan kahraman olurdu. Ama ne oldu, Eskiþehirspor Halil Ünal ve Alpay Özalan’la devam etti ve kendi sahasında Manisaspor’a 5-1 yenilince Alpay Özalan’ın görevine son verildi. Yerine gelen Mustafa Denizli, tecrübesi ve birikimiyle takımı bir ölçüde toparladı ama bu, takımın Süper Lige çıkması için yeterli olmadı. Þimdi ise “Anadolu Yıldızı” Eskiþehirspor borç bataðında ve iflas noktasında, kulübü yönetecek bir baþkan ve yönetim kurulu bulunamıyor. Bu, çok acı…
Gördüðüm kadarıyla sadece Eskiþehirspor deðil, baþta Fenerbahçe, Galatasaray, Beþiktaþ ve Trabzonspor olmak üzere Antalyasqpor, Bursaspor gibi birçok kulüp de hesapsız harcamalar ve dað gibi borçlardan dolayı batakta… Süper Ligde elde edilen çok ciddi gelirlere raðmen bu neden böyle oluyor, kulüplerimizde neler dönüyor anlamak mümkün deðil.
Bir 1. Ligde tamamı yerli ve çoðunu altyapıdan yetiþtirdiði futbolcularla her sezon ilk 6 mücadelesi veren, ligimize ve (A) Milli Takımımıza adından söz ettiren futbolcular kazandıran Altınordu’ya bakın, bir de borç bataðındaki ve iflas noktasındaki kulüplerimize…
Bu olumlu ve olumsuz örneklerden bizler de dersler çıkarmalıyız. Daha söylenecek çok þey var ama bence ilk planda önem vermemiz gereken konular þöyle: Gelir-gider dengesini koruyan saðlam bir bütçe, hesaplı harcamalar, isabetli ve yararlı transferler, üretken bir altyapı…
Konu Necdet Özkazancı tarafından (06-Jul-2017 Saat 17:11 ) deðiþtirilmiþtir.
Yetkileriniz
- Konu Acma Yetkiniz Yok
- Cevap Yazma Yetkiniz Yok
- Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
- Mesajınızı Deðiþtirme Yetkiniz Yok
-
Forum Kuralları
Paylaþ