2. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var BirinciBirinci 12
Gösterilen sonuçlar: 26 ile 33 ve 33

Konu: 2013 - 14 / Süper Lig 11. hafta / Gençlerbirliði - Trabzonspor

  1. #26
    farkettiniz mi bilmiyorum...

    maçtaki en garip olaylardan biri; 2 fenerbahçe taraftarının fb logolu montlarla ve ellerindeki fb atkılarıyla maça gelmesiydi. maç sonunda bazı taraftarlar bu duruma sinirlendi. fakat buna karþın olay çıkardı bu gençler. gelirim, fb atkısını tutup sallarım diyorlar. dingonun ahırı sanmıþ olabilirler.

    yumuþak yüzümüz ve iyi niyetimiz böyle terbiyesiz adamlara tahammül etmemiz anlamına gelmiyor. daha önce de istanbul taraftarının aramızda oturarak, kendi takımları gol attıðında sevinç gösterileri yapmak suretiyle yaþanmıþtı buna benzer olaylar...

    gençler taraftarının modern tavrını istismar ediyorlar. "bu adamlar efendi düzgün adamlar. biz burada her türlü terbiyesizliði yapabiliriz. seslerini çıkarmazlar" diye düþünüyor olmalılar!..

  2. #27
    ALKARA ozgur_dinc - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15 Jul 2013
    Bulunduðu yer
    Ankara
    Mesajlar
    45
    Alıntı selim_turker demiþ ki... Mesajı göster
    farkettiniz mi bilmiyorum...

    maçtaki en garip olaylardan biri; 2 fenerbahçe taraftarının fb logolu montlarla ve ellerindeki fb atkılarıyla maça gelmesiydi. maç sonunda bazı taraftarlar bu duruma sinirlendi. fakat buna karþın olay çıkardı bu gençler. gelirim, fb atkısını tutup sallarım diyorlar. dingonun ahırı sanmıþ olabilirler.

    yumuþak yüzümüz ve iyi niyetimiz böyle terbiyesiz adamlara tahammül etmemiz anlamına gelmiyor. daha önce de istanbul taraftarının aramızda oturarak, kendi takımları gol attıðında sevinç gösterileri yapmak suretiyle yaþanmıþtı buna benzer olaylar...

    gençler taraftarının modern tavrını istismar ediyorlar. "bu adamlar efendi düzgün adamlar. biz burada her türlü terbiyesizliði yapabiliriz. seslerini çıkarmazlar" diye düþünüyor olmalılar!..
    maç bittikten sonra staddan ayrılmayı beklerken gördüm aynı iki adamı olay çıkarma derdindeydiler.
    kapıda bekleyen benim üzerimi sanki teröristmiþimcesine arayan polislerin iþ güzarlıðı olarak görüyorum bu durumu. benim boynumdaki atkının içinde bir þey var mı diye bakan polis fb atkılı adamı niye içeri alıyor. anlamıyorum.
    e+1=0
    @ozgurOdun

  3. #28
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    17 Mar 2013
    Bulunduðu yer
    konya
    Mesajlar
    167
    Takımın bu kadar deðiþmesi açıklanabilir bir durum deðil.
    üstelik bunu gazla deðil oyunla baþarıyoruz.
    takımda bazı taþlar deðiþerek bunu saðladık.
    bence en önemli deðiþiklik petkoviçi defansönü deðil forvet arkası oynatmamız oluyor.
    petkoviç defans yapmak zorunluluðundan kurtulunca daha efektif oldu bana göre ve hücumu besler duruma geldi.
    ben kendisini defansif orta saha oynarken beðenmiyordum ama bu haliyle ilk 11 için faydalı.

    takımda kaleciyi de dahil edersek 5,5 kiþi defans yapıyor, 1,5 kiþi orta sahada köprü vazifesi görüyor, 3 kiþi de hücum ediyor.
    buçuk gosso nun hep defans hem ofans olmasından.

    pztesi futbol ateþinde mehmet özdilek e baðlandılar.
    bu kadar zor durumda ve neredeyse düþecek gözüyle bakılan bir takıma neden gelmeyi kabul ettin anlamında soruyla açtılar sohbeti.
    mehmet "yönetimin desteðine ve taraftarının kalitesine güvendim" dedi.
    saðolsun.

  4. #29
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    20 Mar 2013
    Bulunduðu yer
    Kızılay
    Mesajlar
    310
    aklın yolu bir..
    sevgili efe'nin önerisinde yer alan 11, aþaðı yukarı kazanmayı isteyen tüm spor adamlarının varacaðı isimler ve mevkiler..
    ha ben nizamettin'de herhangi bir ıþık göremediðim veya moda tabirle bi elektrik alamadıðım için gene ayaðına top yakıþan Oktay'ı düþünürdüm. bir baþkası kulusiç'in geçen sene baþlayan ve süregelen formunu gözardı etmez Sedat'ın yerine önerir falan filan..
    ama sonuçta gelinebilecek nokta bu.. maçı kazanmak, hayati önem taþıyacak hale gelen puanları toplayacak ideal 11'imizin iskeleti budur.. bunu gören ve hayata geçiren hocalar ahanda böyle kahraman adledilirler, göremeyen beceriksizler ise anadolunun dahada ücra köþelerine gider yada gözleri telefonda arayacak herhangi bir zavallı kulüp yönetiminin umutlarını sömürmeye devam.. bu basiretsiz ve korkak hocalara takımlarını ve kulübün geleceðini teslim edenler düþünsün diyeceðim ama...

    aması maması yok.. biz üç hafta öncesine kadar böyleydik..
    ve bunda yönetimin olduðu kadar bizimde suçumuz var.. öyle hiç kimse kusura bakmayacak.. kimi korkaða "evladımız" diyerek, kimi beceriksize "güzel teweet atıyo" diyerek, kiminede "taraftarla diyaloðu iyi" diyerek arka çıktık..
    ve söylenmedi deðil söylendiði için, bilerek bu kadar basiretsiz hocaları bulup getiren aciz yönetimimizin kredisini arttırdık.. duayen böyle olunuyor herhalde.. þimdide çıkıyor hazret: "benim futboldan ne kadar iyi anladıðımı herkes görüyordur inþallah" diyor..

    çok zaman ve çok para kaybeden kendisi deðilmiþ gibi..
    biz bu söylemi ortaya attıðımızda Ýstanbul takımları borç yüzünden kapanmak üzereydi ve bizimde kasamızda 44 milyon$' dan bahsediliyordu.. bütün anadolu takımlarının bile yayın gelirleri ve reklam girdileri ile kendilerini toparlayıp mücadeleye daha aktif katıldıkları bir lig ortamında biz 24 milyon lira diye bütçe açıklıyoruz, yetmiyormuþ gibi Valencia'dan dönen takımımızı düþmekten kurtarıyoruz..
    yüzsüzlükte varılan son nokta: düþecek olan takım bizim, kurtarılan takım yönetimin oluyor.. ve hala buna sevinen arkadaþlarım var..

  5. #30

  6. #31
    Çok güzel tespitleri var þifonun. özellikle "her maçı kazanamayız fakat insanlara bizi yenmenin zor olduðunu göstermeliyiz" cümlesine bayıldım.

  7. #32
    þu anda 12. sınıf olan ve üniversiteye hazırlanan Zafer Cem Özcan(ki benim de öðrencim olur)'ın haydi gençler.com da yazdıðı yazı:
    Muhteþem Tribün

    'Þifo' Mehmet Özdilek'in takımımızın baþına geçmesiyle olaðanüstü bir ivme yakalayan ekibimiz bu güzel grafiði Trabzonspor maçında da sürdürdü. Þunun þurasında 3 hafta önce "küme düþeriz" diyebiliyorken bugün sanki lige iyi baþlamıþ da son birkaç haftada aldıðı olumsuz sonuçlar yüzünden bu kadar geriye düþmüþ bir takım gibiyiz. Bu da bizi ard arda gelen Elazıðspor, Eskiþehirspor ve Trabzonspor galibiyetleriyle bir rüyaya ortak olmamıza sebep oluyor.

    Maça adeta 1-0 yenik baþladık. Son derece þanssız ve bir o kadar da "Yine mi Ramazan" dedirten bir golden sonra, Tolga Özkalfa'nın berbat yönetimi ve akabinde gelen penaltıyla 2-0 yenik duruma düþmemiz bizi maçtan kopardı. Altını çizeyim, ilk 45 dakika kaleye duran toptan Adrian'ın kestiði top dıþında þutu bile bulunmayan Trabzonspor'un 2-0 önde olması büyük bir ironi, bizim içinse büyük bir yıkımdı. Penaltıdan sonra 40. dakikaya kadar hakeme yaptıðımız yoðun tepkinin içinde, birbirimizle "gitti maç" muhabbetleri yapmaktaydık. Ki, geçen yıl Kuddusi Müftüoðlu'nun yönetimindeki Trabzonspor maçından tecrübeli insanlarız hepimiz!

    "Tam soyunma odasına 2-0 maðlup gidecekken..." iþte bana cümleye bu þekilde baþlamamı saðlayan Stancu çıktı sahneye. Ermin Zec'in belki de maç içindeki tek ve son derece olumlu hamlesi olarak indirdiði hava topunda Giray ve Aykut'u þansın da yardımıyla atlatan Stancu, kaleci Zeki'yi de çalımlayıp topu aðlara gönderdi ve bizleri umutlandıran, havaya kaldıran o sevinci yaþattı. 10 maçta 5 gole ulaþması sebebiyle de kendisini tebrik ediyorum, nazar deðmesin harika gidiyor.

    Devre arasında bile maçın kritiðini yaparken, "çok zor ama neden olmasın, hiç deðilse beraberlik" gibi konuþmalar yaptıðımızı düþünürsek... Maç sonucu gerçekten harika oldu. Ýkinci yarıya Trabzonspor'a karþı daha çok pres yapan, bastıðı topu alan bir Gençlerbirliði vardı sahada. Bu dakikaları özellikle Gosso, maçın genelinde çok aðır kalsa da Petroviç ve Doða üçlüsü mükemmel deðerlendirdi ve Colman-Zokora ikilisinden oluþan Trabzonspor orta sahasını kilitleyerek pozisyon üretimlerini zorlaþtırdı. Ýþte bu dakikalarda bize kilidi açacak bir gol lazımdı. Taraftar bunun için devreye girdi.

    Trabzonspor tribünlerinin 61. dakika gösterisi zannediyorum tribünümüzün yılların kanayan yarasını bastırmıþ olacak ki, -ömrümde daha kalabalık maraton tribünü görmeme raðmen böyle kalabalık ve böylesine güçlü baðıran bir kitle görmedim- "Herkes ayaða" yardımcı tezahüratlarıyla bir anda sol baþtan sað baþa herkes ayaklandı. Abartısız söylüyorum, Ahmet'in golüne kadar mükemmel bir destek, mükemmel bir tribün atmosferi yakaladık. Daha önce çok daha iyi oynadıðımız, çok daha maçı çevirmeye aday olduðumuz, çok daha fazla kazanmamız gereken maçlarda hatta bu maçlarda önde olduðumuzda bile ben tribünümüzü böyle coþkulu görmedim. Tabii bu durumda Trabzonspor taraftarının etkinliðinin yanı sıra maçın katili Tolga Özkalfa'nın ve ataklarımızın sonuç vermediði o "ah" çekiþlerin de etkisi çok büyük. Neyse, neden aramayalım. En büyük nedenimiz, herkesin içinden geldiði için olsun ve her hafta böyle olsun bu durum. En büyük temennim bu olur.

    Ahmet'in attıðı golün asisti, Jimmy alınmasın ama, tribünün ta kendisidir. Golü isteyen, galibiyeti isteyen, Trabzonspor'a "Bize Her Yer Trabzon" dedirtmemek için çırpınan bir tribünümüz vardı ve istediðini aldı bu akþam. Zaten Ahmet'in golü kilidi açtıðı gibi, maçın kontrolünü ve oyun alanını belirleme yetkisini de bize verdi. Çok ileri çıkarak kontrataklarda zayıf kalacaðımızın bilinciyle topu 2. ve 3. bölge arasında gezdirdik, önemli anlarda 4. bölgeyi zorlayarak pozisyonlar bulmaya çalıþtık. Ýþte burada da kulübenin müdahalesi, Zec ve Tomiç deðiþikliði ilaç deðil adeta galibiyetin 1. dereceden serumu oldu. Oyuna girer girmez etkinliðini artıran, sol kanada hareketlilik getiren ve gerek Uður gerek Stancu gerek de Gosso'yla ikili olarak yaptıðı hamlelerle skora yön veren Tomiç, Petroviç'e 2 defa gollük fırsat sunuyor ancak Petroviç birinde kaleyi tercih edip auta gönderirken diðerinde ise tekrar kaçan Tomiç'i görmüyor ve iþleri zorlaþtırıyordu.

    Trabzonspor'un kornerinde, belki de kariyeri boyunca geliþine orta açmayan Serkan Kurtuluþ'un karambolden tek hamlede uzaklaþtırdıðı topun Jimmy'e muhteþem bir pas olması, Isaac'ten hatta Youla'dan beri izlemediðim bir Gençlerbirliði golü izlememize neden oluyor, aynı zamanda da bize galibiyeti getiren gol oluyordu.

    Bize harika bir akþam yaþattılar, bu yüzden baþta sihirli deðneðin sahibi Mehmet Özdilek ve teknik ekip olmak üzere bütün futbolcularımızı tebrik ediyorum. Ancak en büyük tebriði, içinde de bulunmam torpili nedeniyle Gençlerbirliði tribünlerine ayırıyorum. Hep böyle olalım, 12. adam deðil 3. 5. 7. adam olalım. Bu takım bu ligin en kalender, en köklü kulüplerinden biri. Bütün güzellikleri hak ediyor. Bugünkü desteðimizin güzelliðini esirgemek bize yakıþmaz.

    Geçen sezon sonundan bu yana özellikle rakip oyuncularla uðraþmak olsun, hiç içinde bulunmamamız gereken küfürlü tezahüratlar olsun, daha bu sayı artırılabilecek olsam da bu maçtaki performansıyla artırmaya kıyamadıðım envai çeþit olumsuz görüntülerimiz olsun; bu maçtaki tribünümüz hepsinin bir telafisi, spor ve spor kültüründen bir özrümüz olarak kayıtlara geçsin. Her þeyden ziyade, daha önce yapmıþ olduðumuz hataya düþmeyip Gosso'yla girdiði ikili tartıþma sonucu Aykut'a tepki göstermemeyi seçerek duruþunu en güzel þekilde temsil eden, maçtaki problemin gerçek sorumlusunun hakem olduðunun farkına varıp tepki gösterilmesi gerekilen her anda hakeme gerekli tepkiyi veren ve maç boyunca yüreðini oyuncularıyla paylaþan bütün tribündeki taraftarlarımıza teþekkür ederim. Galibiyet hepimizin.

    Yolun açık olsun Gençler'im!

  8. #33
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    17 Mar 2013
    Bulunduðu yer
    Ankara Yenimahalle
    Mesajlar
    62
    Zafer Cem'i, düzgün, örnek alınacak yazısı için kutluyorum. Üniversite sınavında, Gençlerbirliði camiasından da güç alarak, baþarılı olacaktır mutlaka.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Deðiþtirme Yetkiniz Yok
  •