2. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var BirinciBirinci 12
Gösterilen sonuçlar: 26 ile 27 ve 27

Konu: Mevzu Derin

  1. #26
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    20 Mar 2013
    Bulunduðu yer
    Kızılay
    Mesajlar
    310
    kapitalistin bizi farketmesi uzun sürmedi..
    hatırlayan olursa, geçtiðimiz dönemde bir tartıþmamız vardı. kuzey afrikanın hazır olmadıðı halde sisteme dahil edilmesi üzerine. ve yine o tartıþmada savımızı dayandırdıðımız tespitimiz; seksen krizini çözmek için ortaya atılan tedbirlerin aslında kendisinin kriz olduðu ve þu anda çok daha büyük bir krizin yaklaþmakta olduðu üzerineydi.. kapitalist alıþılagelmiþ sömürü düzenini idame ettirebilmek için kan, göz yaþı ihtiva eden þiddetli nöbet evresine girmiþti.

    gelinen noktada ise artık sadece biz deðil, bütün dünya küresel bir krizin kapıda olduðu ile ilgili serzeniþte.
    dellenmiþ gibi saða sola saldıran her taþın altından, her kuytuda kalmıþ piyasadan beslenecek bir þey çıkarmaya çalıþan, gittikçe artan ve bir türlü önleyemediði þiddetli açlıðını giderecek, daha önce görmediði yada görüpte ilgilenmediði pazarlara daldi. iþte tamda bu noktada çok büyük kalabalıkları oluþturan coþkulu, ihtiraslı, fakir ama tutkuyla baðlı taraftarları farketti.

    "futbol bir endüstridir" dediler.. aþk nedir bilmiyor ki..
    zaten aþk dediði anda iþin içinde para da olmuyor.. bizim taraftar deðil, müþteri olabilmemiz için futbol aleminin duygusal ortamdan çıkarılıp, piyasa ortamına dahil edilmesi gerekiyordu. bu güne kadar her girdiði ortamda ilk yaptıkları þeyi yaptılar. mekansal manevralarına olanak tanıyan hukuki düzenlemeleri peþpeþe hayata geçirdiler.. gerekçeleride aynıydı. insana saygı, müþteri hizmetleri, güzel günler gelecek, güneþ doðacak falan.. bizim kendilerinden böyle birþey istemediðimiz halde onlar geliþen ve büyüyen dünyada futbolun çok gerilerde kaldıðını ve yeniden popüler hale getirilmesi safsatasıyla planlarını iþlemeye baþladılar..
    artık sponsorlar, reklam vericiler ve reyting sevdalısı yayıncı kuruluþlar piyasaya girebilirlerdi.

    ilk futbol yorumcuları ekonomistlerdi zaten..
    ve bunlar girdikleri her piyasada, her ortamda yaptıkları gibi; sanki oranın uzun yıllar müdavimiymiþ gibi davranıp, nereden geldikleri bilinmiyormuþçasına bir duayen havasıyla bizim gözümüzle gördüðümüzü bize anlatmaya baþladılar.. anlattıkları þeyin yeni olduðuna inanmamız için yeni kelimelerle yeniden yorumlayarak..

    bari basitçe türkçeleþtirip, ne anladıðını anlat.. çünkü biz öyle yapmıþtık..
    riht-back dedikleri oyuncuya biz yarı türkçe yarı ingilizce sað-bek demiþtik.
    center-half ingilizce okunuþunu anladıðın gibi türkçe yaz: santraf.. orta sahanın ortasında oynayan oyuncumuz.. oyun kurar, hücuma katkı verir, savunma yapar..
    yok yok öyle deðil o merkez orta saha dediler.. ne demek istediklerine kendileri bile dikkat etmediler.. merkez orta saha ne demek?. bu adamlar tahtaya çivileri çakarak oynadıðımız futbol oyunundaki çividen imal oyuncular deðilki.. bu adamlar yerine çivi gibi çakılmıþ deðil ki, neden nokta tarifi yapıyolar? o güne kadar hiçde dikkat etmemiþtik biz bu oyuncuların sahadaki konumlarına.. biz onların bulundukları bölgede takımımız için yapabildiklerine, katkılarına bakardık. adamın baktıðı yer baþka. bir ekonomist gibi kategorize ediyor..

    merkez santrofor diyor yahu..
    ulen bu dediðin center-forvet.. biz anlamıþız santrafor.. ne güzelde türkçeleþtirmiþiz. çokda güzel anlatıyor derdimizi.. ileri üçlünün, yani forvet hattının ortasındaki oyuncu.. yıllar içerisinde söylene söylene kabul görmüþtü golcümüzün konumu..
    forvet hattının saðında ve solunda oynayan oyuncuların mevkilerini tarif eden tanım tamamı tamamına bize ait iþte.. sað-forvet ve sol forvet diyemediðimiz için, saðaçık ve solaçık demiþiz.. karıþma bi..
    karıþmadan dururmu?. illa bizi baþka bir þey izlediðimize inandıracak.. kanat o dediler.. sað kanat, sol kanat.. merkez kanat var mı? -kendi mantıklarıyla-.. hadi cevap ver..

    izlediðimiz þeyin yeni bir þey olduðuna inandırıldıktan sonra, bize takımlarımıza o güne kadar verebildiðimiz yegane þey bilet parasıyla yetinmeyip, daha fazla katkıda bulunmamız için, forma almamız, atkı, hediyelik almamız tavsiye olundu.. piyasa þekillendi.

    bu muhteþem organizasyonu izlemek herkesin kӑrı olamaz, bir ayrıcalıðınız olmalı, decoder alın dediler.. onca forma, atkı, kombine almıþız. decoder mi almayacaðız?. onuda aldık ve baþladık kendi paramızla reklam izlemeye.. satılan decoder sayısını nispet tutup sponsorları sisteme çektiler.. decoderciden çarptıkları yayın gelirlerini de sistemin kendi kendini devam ettirebilmesi için kulüplere akatarmanın yolunu inþa ettiler.. kulüpler, –pardon- bizim kulüp dediðimiz, onların þirket dediði kuruluþlar yönlerini yukarı çevirdikçe teþvik edildiler.. heyecanı arttıranlara, daha çok taraftar –gene pardon- daha çok müþteri çeken kulüpleri ekstra paralarla ödüllendirme yoluna gittiler. topu fazla þiþirdiler.. artık sistem çalıþmaya baþladı.

    sistem çalıþmaya baþladı da; anlaþıldıðı üzere canımız kadar çok sevdiðimiz, her þeyin üstünde tuttuðumuz kulüplerimiz artık bizim biricik sevgililerimiz deðil.. parayı baþkasından alıp, bizim yanımıza uzanmasını beklemek en basit tabiriyle hayalcilik olur.. o kadar uzaklaþtılarki bizden, artık onların sırtında taþıdıkları kulübümüzn forması ama numaraları kendi numaraları.. yani bu gün burada, yarın baþka bir yerde olacak olan serbest meslek erbapları..
    eskiden sırtındaki forma, takımın numarasıyla sabit ve tekdi.. o formayı o pazar giyebilmek için takım içi kıyasıya, gizliden gizliye bir mücadele vardı..

    sayımız azdı. bazen sevgilimize kızar yanlıþa sürüklenip küfür ederdik(!) sahadan duyulduðunu bilirdik. oyuncular deðil küfrün geldiði yere bakmak, sanki bize gelmesin diye sırtını döner, küçülür, yere bakardı.. çünkü biz velinimettik. velinimetin her zaman haklı olduðu öðretilmiþti onlara..
    þimdi gene küfür ediyoruz(!) oyuncuda dönüp bize küfür ediyor.. çünkü parayı baþka yerden alıyor.. bize ihtiyacı kalmadı artık.. onlar edindikleri nispetsiz kărların tadını çıkarıp, lüks konutlarına, pahalı arabalarına ve konforlu yaþantılarına daldılar..
    bize tek tek ihtiyacı kalmadı desek daha doðru olacak.. çünkü kafeste çok daha büyük ve her geçen günde büyüttükleri bir sürü var..

    biz müþteri deðil taraftarız. biricik sevgilimiz takımlarımızı bize decoderle izlettiremekten vaz geçmelisiniz. parasını beþ beþ vergi olarak verdiðimiz açık kanallardan maç izlemek en doðal vatandaþlık hakkımızdır. takımımızda yeralan oyuncularımızın kendi numaralarını taþıdıðı kendi formaları olamaz.. takımın forması olur ve onun da sahibi benim. o formayı, o hafta kime vereceðimi oyuncunun kendi performansı belirler.. en güzeli sevme hakkı aþkımdan kaynaklanıyor.. formanın sahibi benim. kime verdiðimi görmek, layıkıyla taþındıðını bilmek için stada girerken pasolig almak da neden?.
    endüstriyel futbola kızgınlıðım ve onunla olan kavgam buradan baþlıyor.. ve sürecek..
    Konu MehmetGUNER tarafından (05-Jan-2017 Saat 14:28 ) deðiþtirilmiþtir.

  2. #27
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    20 Mar 2013
    Bulunduðu yer
    Kızılay
    Mesajlar
    310
    "Hassa mimarların baþı Sinan'a buyruðumdur: ........ marangozluktan ve binâ ilminden habersiz, ehil olmayan kiþiler ellerine arþun alup mîmârlık etmekte ................. (29 Haziran 1572, Sultan ll. Selim)"
    valla mimarbaþı buyruðu alınca naaptı bilemem ama ben kısaltırken bile iki kere düþündüm.. inþallah bi karıþma la, bırakta bildiðimizi yapalım bize transfer lazım dememiþtir.. yok yok dememiþtir..

    pekii neden hünkarımın izni olmadan alıntıladım bunu?. kellem kaþındıðından deðil, durum vahimde ondan.. yahu arkadaþlar stadlar da camiler gibi yönü olan yapılardır..
    buranın manzarası güzel, yada vatandaþlar þu yoldan yaklaþacaklar diyerek camileri o yöne, o manzaraya veya yaklaþmaya çevirebilirmisiniz?. mihraptan geçen aksın kıbleyi göstermesi lazım.. e bittii.. bundan sonrası hikaye..
    acaba ben mi yanlıþ gördüm diyerekten, uzun süredir gözlemlediðim bir þeyi dün tekrar izledim; yok valla hatanın bu kadarı da biraz fazla oldu.. son yapılan stad binalarının çoðunun yönü yanlıþ.. güneþ ıþınlarının yönü hiç dikkate alınmamıþ.. gündüz maçı oynanamaz.. ancak güneþ battıktan sonra müsabaka oynanacak hale gelir.. gece stadı..

    baþakþehir stadı da bunlardan biri.. yeni yapıldı.. gene dikkat ettim yedek kulübeleri güneþe karþı palanlanmıþ.. maç boyunca abdullah avcı ve yardımcıları ve kulübedekiler ellerini gözlerine siper ederek maçı izliyorlar.. þöyle anlatayım: bilmem kaç tarihinde yapılmıþ trübün kapatmanın gölgesi taç çizgisine paralel düþen ve yönü doðru olan 19 mayıs stadını gözünüzün önüne getirin; hah bu stadda kulübeler kapalının deðil de maratonun önünde yer almıþ gibi.. kulübedekilerin bizim gibi stadın üstünden deðilde; sahanın kenarından baktıðını düþünürseniz durumun vahameti ortada..

    soðuk iklimde yapıldıðı için alttan ısıtması bulunduðu üzre, sürekli övgüler alan sivasspor stadında durum daha da vahim..
    bu stadda da kaleci eliyle gözüne siperlik yapıyor.. takımın biri bir yarıyı güneþi arkasına alarak oynuyor, ikinci yarıda diðer takım güneþ avantajını elde ediyor..
    yani her devre biri yokuþ aþþa oynuyor sanırsın..
    bunca masraf, bunca emek, bunca zaman kaybı.. kimse bakmıyormu bunlara anlamadım gitti..
    yada; bir cami tasarlamaya, bir stad tasarlamaya, bir otel tasarımına nereden baþlarsın mübarek?
    illede II. selim mi uyaracak?. nazikçe..
    Konu MehmetGUNER tarafından (20-Feb-2017 Saat 11:35 ) deðiþtirilmiþtir.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Deðiþtirme Yetkiniz Yok
  •