2. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var BirinciBirinci 12
Gösterilen sonuçlar: 26 ile 36 ve 36

Konu: Yeni Teknik Direktör Adayınız

  1. #26
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    26 Mar 2013
    Bulunduðu yer
    Ankara
    Mesajlar
    23
    skalamız neden zamanında baþarısı kısıtlı adamlarla yada tecrübe kazanması için takımın baþına getirilen adamlarla dar oluyor..
    bizim gibi bir takıma yani ilk amaçlarından biri altyapıdan oyuncuları yetiþtirip bi yerlere getirmek olan bir kulübe; hem oyuncusuna oyun karakteri kazandıracak, "hem takımına para kazandıracak",
    hemde taraftarı mahcup etmeyecek biri getirilmiyor..
    bize bizden oyuncuları çıkaracak aynı zamanda Ýlhan Baþkanın Afrika'dan bulduðu cevherleri iþleyebilecek ve aynı zamanda kendi ülkesinde para için oynamaya aç oyuncuları bulabilecek biri lazım deðilmidir.
    bizim bunları yapmamız için imkanlarımız yokmudur?
    Baþkanın kendi baþkanlık istikrarını sürdürdüðü gibi teknik adamının, teknik ekibinin ve oyuncularının istikrarı sürdürülse en az 3 sene; bu takım lig sıralamasında, avrupa baþarısında ve sayılabilecek diðer platformlarda saðladıðı imkanların karþılıðını almayacakmıdır?
    iþ eðer ki Türk teknik adamla olacaksa kim ne derse desin bu isim bir tek Fatih Terim'dir.
    benim önerim ise Adenor Leonardo Bacchi(Tite)'dir. Corinthians'ın baþında 2 þampiyonluk 1 Libertadores 1 FÝFA Kulüpler Kupa baþarısı var. Neden denenmesin? yoksa gelmezmi? peki neden gelmesin!
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Adenor_Leonardo_Bacchi

  2. #27
    Alıntı tamer_akgun demiþ ki... Mesajı göster
    skalamız neden zamanında baþarısı kısıtlı adamlarla yada tecrübe kazanması için takımın baþına getirilen adamlarla dar oluyor..
    bizim gibi bir takıma yani ilk amaçlarından biri altyapıdan oyuncuları yetiþtirip bi yerlere getirmek olan bir kulübe; hem oyuncusuna oyun karakteri kazandıracak, "hem takımına para kazandıracak",
    hemde taraftarı mahcup etmeyecek biri getirilmiyor..
    bize bizden oyuncuları çıkaracak aynı zamanda Ýlhan Baþkanın Afrika'dan bulduðu cevherleri iþleyebilecek ve aynı zamanda kendi ülkesinde para için oynamaya aç oyuncuları bulabilecek biri lazım deðilmidir.
    bizim bunları yapmamız için imkanlarımız yokmudur?
    Baþkanın kendi baþkanlık istikrarını sürdürdüðü gibi teknik adamının, teknik ekibinin ve oyuncularının istikrarı sürdürülse en az 3 sene; bu takım lig sıralamasında, avrupa baþarısında ve sayılabilecek diðer platformlarda saðladıðı imkanların karþılıðını almayacakmıdır?
    iþ eðer ki Türk teknik adamla olacaksa kim ne derse desin bu isim bir tek Fatih Terim'dir.
    benim önerim ise Adenor Leonardo Bacchi(Tite)'dir. Corinthians'ın baþında 2 þampiyonluk 1 Libertadores 1 FÝFA Kulüpler Kupa baþarısı var. Neden denenmesin? yoksa gelmezmi? peki neden gelmesin!
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Adenor_Leonardo_Bacchi
    Bizim kulüp için bu tarz, Futbol Menajer Oyunu tiplemesinde hayal kurma dönemi çoktan geçti de o yüzden!!!

    Cavcav, Ersun Yanal'ı çaðırdı ve "bu sene tv ile olan sözleþmemi fes edemem" cevabı geldi. Meali þudur, "kariyerimi tehlikeye atamam".
    Aynısı Ertuðrul Saðlam'da da oldu... Dönem baþında yabancı bir td ile zaten kulüp riske girdi ve þu an için ligi tanımayan ve kısa vadede ne vereceði belli olmayan
    bir adama yönlenilmez. Ayrıca yabancılar da aptal deðil, sürekli td öðüten bir kulübe artık onlar da gelmek istemez.

    Dolayısıyla Vural ile ilgili alınan aceleci ve saçma karar, futbolcuların olaya el koyması ile son buldu.
    Skulason diyor ki dünkü röportajında, " Kimin serbest atıþ kullanacaðını bile bize soruyordu, takımın maçlarını hiç izlememiþ" . Es-es maçını izlerken, Ýrfan'ın serbest atıþları, Tomiç oyundayken kullanıp da saða sola savurmasını dehþetle farkedip "ne oluyor ya hu?" diye kendi aramızda konuþmuþtuk.
    Baþkan þu an için belki de yapabileceði en doðru iþi yaptı. Ligde kaþarlanmıþ ve etkisini yitirmiþ bir adam bulmak veya ligi hiç tanımayan bir yabancı td getirmek yerine
    baþarıya aç ve iþin içinden gelmiþ genç bir td buldu. Umarız baþarılı ve kalıcı olur...

    Bir yandan da Cavcav artık 25 sene önceki gibi gidip de Afrikalı yerli vs bulup getiremiyor. O dönem kapanalı çok oldu. Son 10 senede parlatıp da sattıðı yabancı oyuncular çok az.. diðerleri tamamen zarar. Draman Haminu, Risp benim aklımda kalan 1-2 tanesi. Ya fesihle ya da bonservissiz gitti yabancılar...

    Bundaki nedenler açık seçik ortada zaten.
    -Güvenilmez menajerlere transfer yaptırılması.
    -Açık olan mevkiye adam almak yerine daha sonra parlatır da satarız diye ucuz ve boþta olan, gelecek vaadettiði sanılan oyuncularının "mevkilerine bakılmaksızın" alınması.
    -Saçma sapan bir "önlibero fetiþizmi". Orta sahaya beyin almak veya ileriye ikinci, üçüncü forveti almak yerine kadroya sürekli
    kazma tabir edilen önliberolardan fazla fazla doldurmak ve takım oyununu hücuma yönelik tıkamak.
    -Abi, sað bek açıðımız var, forvet açıðımız var ne yapacaðız?
    -Olmaz, sar oradan 2 önlibero daha...
    -Baþarısızlıkları kısa vadede td'e yüklemek ama asla baþarı adına bir hedef koyamamak ve baþarı getirmeye göre yapılanmamak. Görüntüde ne istediðini bilmeyen
    ama suyun altındaki neden olan "kendi habitatında takılabilme" derdi.
    -Td'lere transferde söz hakkı tanımamak, td'lerin getirdiði ve verimli olan oyuncuları göndermek (bknz Fleminks)

    Ýþin aslı þudur ki, takımda var olan potansiyeli hemen hemen her aklı baþında teknik adam, uzun bir planlama ile artı deðere dökebilir ama görünürde "ne istediði bilinmeyen" ama aslında ne istediði gayet ortada olan Cavcavizm'in aþırı kontrolcülüðü ile kimsenin baþarılı olma þansı yok bu kulüpte. Ben de bir deneyeyim de olmazsa da küpümü doldurur giderim diyen td'ler gelip gidiyor.

    Gerçekten Gençlerbirliði taraftarı olan ve yönetici kadrosuna Ýstanbul takımı taraftarı olan asalak tiplemesindeki sözde yöneticileri almayan, hem kulübün maddi-manevi deðerlerini kollayacak ve açılmayacak hem de ufak ufak örerek ileriye yönelik baþarıyı getirecek hamleleri yapabilecek bir baþkan gerek.

    Ayrıca...En ufak baþarıda yukarıdan baþkan tarafından kullanılan "elfreni" ile futbolcudan da baþarı beklenmez. Motivasyonunun köreltilmesi ile "memur" zihniyetine baþkan tarafından büründürülen futbolcular için bir süreliðine düzenli maaþ alıp sonra da gidilen bir yer olmaktan çıkılmalı. Tamam, þampiyonluk beklentimiz yok ama baþaltı tabir edilen yere bile oynayamayız bu þekilde. Tekrardan bürünmeyi beklediðimiz "gerektiðinde posta koymasını bilen" Gençlerbirliði karakterine bürünsek bile yeter diyecek taraftar varken "gelene geçene buyur" diyen bir takım hüvviyetine kavuþmak çok acı!

  3. #28
    Tamer avatardaki fotoðrafını çektirirken korku filmi mi seyrediyordun?

  4. #29
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    26 Mar 2013
    Bulunduðu yer
    Ankara
    Mesajlar
    23
    Alıntı Arda_Kucukahmetler demiþ ki... Mesajı göster
    Bizim kulüp için bu tarz, Futbol Menajer Oyunu tiplemesinde hayal kurma dönemi çoktan geçti de o yüzden!!!

    Cavcav, Ersun Yanal'ı çaðırdı ve "bu sene tv ile olan sözleþmemi fes edemem" cevabı geldi. Meali þudur, "kariyerimi tehlikeye atamam".
    Aynısı Ertuðrul Saðlam'da da oldu... Dönem baþında yabancı bir td ile zaten kulüp riske girdi ve þu an için ligi tanımayan ve kısa vadede ne vereceði belli olmayan
    bir adama yönlenilmez. Ayrıca yabancılar da aptal deðil, sürekli td öðüten bir kulübe artık onlar da gelmek istemez.

    Dolayısıyla Vural ile ilgili alınan aceleci ve saçma karar, futbolcuların olaya el koyması ile son buldu.
    Skulason diyor ki dünkü röportajında, " Kimin serbest atıþ kullanacaðını bile bize soruyordu, takımın maçlarını hiç izlememiþ" . Es-es maçını izlerken, Ýrfan'ın serbest atıþları, Tomiç oyundayken kullanıp da saða sola savurmasını dehþetle farkedip "ne oluyor ya hu?" diye kendi aramızda konuþmuþtuk.
    Baþkan þu an için belki de yapabileceði en doðru iþi yaptı. Ligde kaþarlanmıþ ve etkisini yitirmiþ bir adam bulmak veya ligi hiç tanımayan bir yabancı td getirmek yerine
    baþarıya aç ve iþin içinden gelmiþ genç bir td buldu. Umarız baþarılı ve kalıcı olur...

    Bir yandan da Cavcav artık 25 sene önceki gibi gidip de Afrikalı yerli vs bulup getiremiyor. O dönem kapanalı çok oldu. Son 10 senede parlatıp da sattıðı yabancı oyuncular çok az.. diðerleri tamamen zarar. Draman Haminu, Risp benim aklımda kalan 1-2 tanesi. Ya fesihle ya da bonservissiz gitti yabancılar...

    Bundaki nedenler açık seçik ortada zaten.
    -Güvenilmez menajerlere transfer yaptırılması.
    -Açık olan mevkiye adam almak yerine daha sonra parlatır da satarız diye ucuz ve boþta olan, gelecek vaadettiði sanılan oyuncularının "mevkilerine bakılmaksızın" alınması.
    -Saçma sapan bir "önlibero fetiþizmi". Orta sahaya beyin almak veya ileriye ikinci, üçüncü forveti almak yerine kadroya sürekli
    kazma tabir edilen önliberolardan fazla fazla doldurmak ve takım oyununu hücuma yönelik tıkamak.
    -Abi, sað bek açıðımız var, forvet açıðımız var ne yapacaðız?
    -Olmaz, sar oradan 2 önlibero daha...
    -Baþarısızlıkları kısa vadede td'e yüklemek ama asla baþarı adına bir hedef koyamamak ve baþarı getirmeye göre yapılanmamak. Görüntüde ne istediðini bilmeyen
    ama suyun altındaki neden olan "kendi habitatında takılabilme" derdi.
    -Td'lere transferde söz hakkı tanımamak, td'lerin getirdiði ve verimli olan oyuncuları göndermek (bknz Fleminks)

    Ýþin aslı þudur ki, takımda var olan potansiyeli hemen hemen her aklı baþında teknik adam, uzun bir planlama ile artı deðere dökebilir ama görünürde "ne istediði bilinmeyen" ama aslında ne istediði gayet ortada olan Cavcavizm'in aþırı kontrolcülüðü ile kimsenin baþarılı olma þansı yok bu kulüpte. Ben de bir deneyeyim de olmazsa da küpümü doldurur giderim diyen td'ler gelip gidiyor.

    Gerçekten Gençlerbirliði taraftarı olan ve yönetici kadrosuna Ýstanbul takımı taraftarı olan asalak tiplemesindeki sözde yöneticileri almayan, hem kulübün maddi-manevi deðerlerini kollayacak ve açılmayacak hem de ufak ufak örerek ileriye yönelik baþarıyı getirecek hamleleri yapabilecek bir baþkan gerek.

    Ayrıca...En ufak baþarıda yukarıdan baþkan tarafından kullanılan "elfreni" ile futbolcudan da baþarı beklenmez. Motivasyonunun köreltilmesi ile "memur" zihniyetine baþkan tarafından büründürülen futbolcular için bir süreliðine düzenli maaþ alıp sonra da gidilen bir yer olmaktan çıkılmalı. Tamam, þampiyonluk beklentimiz yok ama baþaltı tabir edilen yere bile oynayamayız bu þekilde. Tekrardan bürünmeyi beklediðimiz "gerektiðinde posta koymasını bilen" Gençlerbirliði karakterine bürünsek bile yeter diyecek taraftar varken "gelene geçene buyur" diyen bir takım hüvviyetine kavuþmak çok acı!
    Agam keþke FM gibi olsa oyundan çıkıp sezon baþından oyunu geri yüklesek.. tamam söylediðim adam takımı tanımıyor. ama þuan gelecek olan Ýbrahim Üzülmez'de 7gün 24 saat Gençlerbirlikini takip etmedi. Ýlhan Baþkan acaba beni ne zaman çaðıracak diye beklemedi. yok yani olmayacak bu adamlarla. biz bu kadar imkanlarımıza raðmen bu sıralamayı hakediyormuyuz. bizi ipten kurtaracak olan Yılmaz Vural mı Ýbrahim Üzülmez mi Mehmet Özdilek mi..
    Ýbrahim Üzülmez Elazıðspor'u neden bıraktı geldi? parasızlıktan.baþarıya aç bi teknik direktör olsa o 1.ligin üst düzey kadrosuyla devam eder takımı süper lige çıkarır görevini sonlandırırdı. son maç öncesi baþkanın-futbolcuların ısrarı sonucu maça çıkan bi adam. Deli Ýbo yani.
    takımın anahtarını tutsa bizim baþkan, onca adam talip olur. bıraksın ben açım demeyi ben baþarılı olmak istiyorum demeyi; bana para ver desin açık açık.. Gençlerbirlikini sondan bi kaç sıra üstte tutayım devam edeyim anlayıþı mevcut her gelende.
    bakalım bu sene sonunda, son senelerdeki istikrarımızı koruyup 9-11 arasında yer mi alacaðız yoksa daha kötü durumlaramı düþeceðiz. Hakkari Yüksekova'ya atandık geldik bu sene, her hafta kendi evimde maç izliyomuþ gibiyim. Gençlerin maçı baþladıðında adamlar arıyo beni, bebelerle maç izliyoz. adamlara farklı geliyo onlardada Gençlerbirlikine bi sempatizanlık baþlıyo.
    ancak þu anki durum artık kabak tadı vermeye baþladı. birer gün birer hafta arayla yeni direktör haberi veriyolar. baþkanın kendi gibi istikrar istiyorum ben. Avrupa kupalarında takımımın boy göstermesini istiyorum. Alman Spiegel gazetesinin, Süper Lig temsilcisi Gençlerbirliði'nde teknik direktörlük yapmak, iþ güvenliði yönünden çok yüksek risk teþkil ediyor yorumunu iade etmek istiyorum. istikrar ve baþarı istiyorum. Ýstanbul Baþakþehir-Kasımpaþa gideceðine biz gidelim. bu imkan bu olanak varken neden istemeyelim.
    ve bu inanıyorumki Deli Ýboylada olmayacak. inþallah bu yazdıklarımla beni utandırır ama yok abi öteye geçemiyorum Deli Ýboyla yada gelmesi muhtemel belli adamlarla.
    ama umarım toparlar takımı düþmeyiz. o sıkıntıyı o stresi çekmeyiz.
    son paragrafta zaten iþi özetlemiþsin. "gelene geçene buyur demek" çok acı.

  5. #30
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    26 Mar 2013
    Bulunduðu yer
    Ankara
    Mesajlar
    23
    Alıntı onur_aydogan demiþ ki... Mesajı göster
    Tamer avatardaki fotoðrafını çektirirken korku filmi mi seyrediyordun?
    Þu anki durumumu özetliyor Agam. Yol geçen hanına dönmüþ takımım. Geleceði görmüþüm demekki ��

  6. #31
    Ligde baþarılı olan td lere bakıyorum da, genelde modern futbola ayak uyduran genç td ler daha baþarılı. Okan buruk,abdullah Avcı, cihat aslan,mutlu topçu. Mesela okan buruk. Çaktırmadan bence baþarılı giden bir örnek. Bunun en büyük nedenlerinden biri de futbolun modern zamaninda oynanan savunma tedbirini birakmadan kontrollü hucum stilinin oynanma zamanına futbolcu olarak yetiþmiþ olması. Ozellikle hector cuperli interde oynamıþ oldugunu goz önüne alirsak. Orada saha parsellemenin alan daraltmanin ne oldugunu cok iyi ogrendi ve calistirdigi takimlarda da uygulayabiliyor. Ozellikle gecen seneki antep kariyerinde bunu gördük. Ilk bakista ibrahim uzulmez de bu tarz biri. Doðru ama Üzülmez yerel kalmıþ bir figur ve besiktasta oynarken besiktas oyle ahım þahım bir avrupa maçı sayısı yakalamadi. Hani sadece lucescudan umarim bi þeyler kapmistir diye umut ediyorum. Ama karakter itibarıyla da deli ibonun lucescu bilgeligi,egiticiligini bir paratoner gibi uzerine çektiðini de hiç düþünmüyorum

    Yukarıda açıkladıðım niteliklere en uygun ve boþta olan ismon se hep Ergün penbe olduðunu düþündüm. Hem karakter olarak bize cok uygun olması bizim kulup yapimiza cok benzemesi (hani insanlar bir kulüp olsa deseniz heralde Ergün direkt Gençlerbirliði olurdu) hem de elit ülkelerin takimlarindan birinde oynamamis olmasina ragmen uzulmezin aksine galatasarayla avrupada o kadar cok mac oynamis ve ustelik kupa kazanmıþ, bu kupanin kazanilmasinda da bence en etkin rollerden birini oynamıþ (milan maçı, arsenal macinda penaltilardan birini kullanmasi) olmasi. Neden kendisi bu dönemde hic akla gelmedi bilmiyorum? Teknik direktörlük geçmiþi sadece ismen bi ara erciyesi giresunu calistirdi onları biliyorum ama icerigini bilmiyorum. Ama madem uzulmez gibi bir kapalı kutu ile anlaþıldı, evleviyetle penbe ile de anlasilabilirdi deðil mi? Ben daha cok umutlu olurdum bilakis Üzülmez ismine göre. Ergun'un td kariyerini yakindan takip etmiþ ve intibasi olan birileri var mı? Sizce baþarılı olur muydu?

  7. #32
    Ergün Penbe bir ara Hacettepespor'u da çalıþtırdı, yanlıþ hatırlamıyorsam.

  8. #33
    Alıntı Arda_Kucukahmetler demiþ ki... Mesajı göster
    Ergün Penbe bir ara Hacettepespor'u da çalıþtırdı, yanlıþ hatırlamıyorsam.
    Tam çalıþtırdı diyemeyiz aslında. Hatırladıðım kadarıyla zaten Hacettepe'nin küme düþmesi kesinleþtikten sonra görevi almıþtı. Sonra da bir sonraki sezon için þans verilmedi

  9. #34
    Alıntı Erdem Derinsen demiþ ki... Mesajı göster
    Ligde baþarılı olan td lere bakıyorum da, genelde modern futbola ayak uyduran genç td ler daha baþarılı. Okan buruk,abdullah Avcı, cihat aslan,mutlu topçu. ....
    baþarı kriterlerini ortaya koyup öyle mi devam etsek? yukarıda saydıðın adamlardan abdullah avcı'yı (ki tartıþılacak tarafları var) ayırıyorum, geriye kalanların henüz neyi baþarıp neyi baþaramadıklarını anlamıþ deðilim. ya da þöyle demek daha doðru olur, bu listeye giremeyen yüzlerce teknik admaın neyi baþaramadıðını da anlamıþ deðilim.

    erdem bu dar ve plansız teknik direktörlük ömürleri arasından bir baþarı hikayesi yakalamak zorunda hissetmeni anlıyorum. sonuçta bir seçim yapılacak. ama kimi seçersek seçelim, hatta ben yarın gidiyim takımı çalıþtırayım, hiçbir þey fark etmez. tdler gidiyorlar geliyorlar ama hiçbiri teknik tartıþma konusu olacak kadar görevde kalmıyor ya da söz sahibi olmuyorlar. cihat arslan baþarılı bir teknik adam olarak konuþuluyorsa, ben de izninle þöyle bir þey diyeceðim: her teknik direktörün baþarılı olduðu bir zaman dilimi var, kimin ne zaman baþarılı olacaðını tahmin etmek ise tamamen þans. kazı kazan gibi. cavcav'ın kazıyıp durmasının nedeni de bu olabilir. bi cihat performansı, ya da evvelki sene sergen performansı, y a da ne bileyim kısa metrajlı bir ersun performansı bulurum da takımı ligde tutarım diye düþünüyor baba..

    son günlerde suç sadece bizdeymiþ gibi davranılıyor ama bjk, gs,fb, ts, bursa ya diðerleri de iþte, hemen hiçbiri geçen sene baþındaki hocasıyla çalıþmıyor. ve teknik adamlara bakalım, hepsi aynı oyuncularla dönüp duruyor. nedeni basit, bana takım verip o'nu baþtan kurmama izin vermiyorsanız, ben de kendi hazır takımımla döner dururum. çünkü hemen sonuca gitmesi lazım. 3-5 hafta kaybederse gidecek adam.
    baþtan aþaðı sıkıntı. aklı olan adam yapmaz. zaten yapmıyor, yapanlar da imza baþı 100 bin tazminattan 500 bin avro çıkarsam arabamı alır, evimi yeniler, tv programı çıkmazsa evde yatar dururum diye yapıyor bu iþi. arada bir iki tane de deli vardır ziya doðan gibi.

    dıþarıda gördüðümüz 2 tip baþarılı kültür var.. 1. barcelona gibi, en alttan en üste aynı futbolu oynatan, aynı oyunun devamını saðlayacak hocalarla anlaþan, sistemi bozmayan kulüpler. bunlar teknik direktöre "biz böyle oynuyoruz arkadaþ, bak sen de böyle devam edeceksen al sana hazır takım." diyorlar.

    2. birçok ingiliz kulübü gibi, teknik ekibe tüm sorumluluðu ve bütçeyi verip, al arkadaþ hedefimiz stat yapmak, stat yapılana kadar takımı ligde tut, sonrasında 5 sene de yıllık þu bütçeyle transfer yap. yani bütçe belli, dönem belli, hedefler ve hedeflerin sapma oranları belli.

    türkiyede durum nasıl?

    camia takımlarını bitirdiler. istanbullular hariç bir tek gençlerbirliði var. biz de dahil hiçbiri iyi yönetilmedi. ama diðerleri bizden de kötü yönetildi. bir de açıkçası siyaseti, belediyeciliði, türlü türlü pisliði yanında taþıyan þehir takımları ile uðraþamadılar. (bir d.bakır-zeytinburnu playoff finali hatırlıyorum, tüm siyaset bakanına kadar diyarbakır'ı tuttu. ama zeytinburnu kazandı. ben baþka nedenlerle d.bakır'ı tutuyordum ama yıllar sonra pievet piþmanım) istanbulluları zaten kitlesi ayakta tutuyor. hepimizin vergisi ile siyasilerin kayırmaları ile varlar. yoksa bu yönetimlerle, adam akıllısaygın bir federasyon kurumunun varlıðı olsa amatör olmuþtu hepsi.

    60larda kurulanþehir takımları, þehrin zenginleri, belediye baþkanları, vekiller falan bir süre idare etti ama artık katlanılacak durumda deðiller. zaten yapaylar. 4-5 tane düþman kulübü birleþtirip kurmuþlar. biraz baþarı gelince þehir takip ediyor, sıradanlaþınca kimsenin salladıðı yok. arkada þehrin iyi günde desteði, kötü günde nefreti. bir sürü deli, çok feciler. herkes þehirde öne çıkma peþinde bir süre kullanıp atıyor takımı. ertugrul saðlam'ı bile çileden çıkardılar düþün.

    þimdi yeni moda küçük kuruluþ, sermaye takımları. onlar daha iyi yönetiliyor. planları daha saðlıklı. arkalarında aç gibi acil baþarı bekleyen bir camia ya da feci bir þehir takımı kültürü yok. akhisar, kasımpaþa, konya'nın yeni hali, baþakþehir. þirket gibi yönetiliyorlar. þuna baðlayacaðım erdem (buraya kadar okumaya katlandıysan) akhisar mesela, baþında kaç tane hoca oldu, þu kesin baþarısızdı diyebilir misin? ben diyemiyorum. akhisar kendisinden hiç beklenti olmadan hep hedefin üstünde oldu. hem de sıradan ötesi kadrolarla.

    buradan kısa keseyim. hocalar bir kapan içerisinde. þu anda þehir takımları mantıðı ile yönetilenler ve þirket gibi yönetilenler olarak iki takım türü var. kendini þirket takımına atanlar, mantıklı yöneticiler, mantıklı beklentiler, mantıklı vs vs ile yollarına devam ediyorlar.

    þehir takımı, istanbullular ve bize gelene allah sabır versin. (bizim tek sorunumuz cavcav aslında. cavcavdan sonra bir kurumsallaþsak þirket olmadan da olur bu, o kalibrede adamlar bu camiada) samsunda, bursada, trabzonda, sivasta falan çalıþan teknik adama allah sabır versin.

    böyle de sermaye güzellemesi yaptım gece gece

    karıþık kuruþuk yazdım biraz ama baþarının ve baþarısızlıðın ana unsuru teknik adam olmaya baþladıðı gün bu konuları tekrar konuþmak lazım. tabi ki fark yaratan dahiler çıkacaktır çıkıyor ama biz dahi ile deliyi biribirinden ayıracak bir dünyada bile deðiliz.

  10. #35
    Resmin büyüðüne baktıðımız zaman size kesinlikle katılıyorum. Sadece ben artık türk futbolu açısından yerel baþarılarla sınırlı kalmayı o kadar kanıksamıþımki, evrensel boyutları çoktan unuttum bile. Bir çok kiþi de benim gibi, bunu biliyorum. Bizi coðrafyamızın içine hapsedenler utansınlar ne diyelim! Ama yine de yukarıda saydıðım isimleri "nasıl olsa onlar da bir dönem baþarısız olacaklar" diye önyargıyla karþılamayalım derim ben. Abdullah Avcı hariç tabii. O gerek milli takım gerek baþakþehirle uluslarası platformda kendini kanıtlama fırsatı buldu ama baþarılı olamadı. Bu sene baþında baþakþehirin bebelerden kurulu alkmaar karþısındaki rezilliðini düþünün.


    Evet, ben dar ve plansız teknik direktörlük ömürleri arasından bir baþarı hikayesi yakalamak zorunda hissediyorum. Bu durum tuttuðum takımın baþarılı olmasını isteme dürtüm ve yukarıda belirttiðim gibi yöneticilerin bizi artık dar ve plansız kısa vadeli baþarılarla yetinmemizi alıþtırmalarından kaynaklanıyor. Daha dün gibi 2003 döneminden hemen sonrasının 10.luklarla 11.liklerle geçiþtirilmesinin ne kadar üzüntü verdiðini hatırlıyorum. Þimdi þu an bana "Gençlerbirliði ligi 11. bitirecek" deseler göbek atarım. Maalesef

    "her teknik direktörün baþarılı olduðu bir zaman dilimi var, kimin ne zaman baþarılı olacaðını tahmin etmek ise tamamen þans. kazı kazan gibi. cavcav'ın kazıyıp durmasının nedeni de bu olabilir. bi cihat performansı, ya da evvelki sene sergen performansı, y a da ne bileyim kısa metrajlı bir ersun performansı bulurum da takımı ligde tutarım diye düþünüyor baba.." Türk futbolunun idaresi ve özellikle Ýlhan Cavcav'ın zihniyeti açısından bu cümleye aynen imzamı atarım.

    Ama yine de yukarıda saydıðım isimlerin henüz çok yeni olduklarını ve henüz herhangi bir olumsuz referans durumlarının da olmadıðını gözönüne alarak hakkını vermeliyiz diye düþünüyorum bence. Mesela Cihat Arslan. Onun ismini tartıþmaya baþlamadan önce Akhisar'ın yapısını konuþmak farz diye düþünüyorum. Bildiðimiz gibi Akhisar, lige çıktıðından beri futbol mantalitesini deðiþtirmeden, genel hatlarıyla takım oyunu oynayan bir yapıya sahip diyebiliriz. Ve yönetimlerinde kim var bu iþleri kim görüyor bilmiyorum ama, hep bu doðrultuda da td tercihi yapıyorlar.(roberto carlos tercihlerini saymazsak) Yani ben mesela akhisarın bizim gibi Yılmaz Vural'ı td olarak tercih edeceklerini düþünmüyorum. Türk futbolu ölçüsünde baþarılı olma potansiyeli gördükleri genç tdleri takımın baþına getiriyorlar. Bu yüzden de mesela Cihat Arslan'ı seçtiler. Önceden Hamza Hamzaoðlu'nu seçtikleri gibi. "dıþarıda gördüðümüz 2 tip baþarılı kültür var.. 1. barcelona gibi, en alttan en üste aynı futbolu oynatan, aynı oyunun devamını saðlayacak hocalarla anlaþan, sistemi bozmayan kulüpler. bunlar teknik direktöre "biz böyle oynuyoruz arkadaþ, bak sen de böyle devam edeceksen al sana hazır takım." diyorlar. " demiþsin ya, belki abartacaðımı düþüneceksiniz ama akhisar da aynı senin bu dediðinin yerel ölçeklisini uyguluyor iþte. Barcelona'nın van gaal,guardiola vs. gibi total futbolun hocalarıyla çalıþması barcelonaya en yakın olan bayern münihin de heynckes,guardiola vs. ile çalıþması da bu yüzden. Senin eleþtirilerinin yöneleceði en doðru hedef olarak da mesela ilk aklıma gelen Mehmet Özdilek'i örnek verebiliriz. Belli bi dönem antalyada dikiþ tutturdu, bizde ilk döneminde dikiþ tutturdu. Ama bi yandan bakıyosun bizdeki ikinci dönemi, diðer takımllarla küme düþme durumları. Tam da senin dediðin gibi baþarılı gözüktüðü zaman dilimi de var, olmadıðı zaman dilimi de.

    "camia takımlarını bitirdiler. istanbullular hariç bir tek gençlerbirliði var. biz de dahil hiçbiri iyi yönetilmedi. ama diðerleri bizden de kötü yönetildi. bir de açıkçası siyaseti, belediyeciliði, türlü türlü pisliði yanında taþıyan þehir takımları ile uðraþamadılar. " Kesinlikle haklısın. Karþıyaka,göztepe,kocaelispor bu yüzden alt liglere düþtüler ve baþ edemediler. Ülkenin geneli kabul etmez ama biz de bunlar gibi bir camia takımıyız. Ben aslında bu açıdan Cavcav'ın hakkını veriyorum. Arkamızda bizanslılarınki gibi kitle gücü, diðer þehir takımları gibi de devlet gücü olmadan takımı yıllardır ligde tuttu. " þu anda þehir takımları mantıðı ile yönetilenler ve þirket gibi yönetilenler olarak iki takım türü var. kendini þirket takımına atanlar, mantıklı yöneticiler, mantıklı beklentiler, mantıklı vs vs ile yollarına devam ediyorlar. " Þu tespitinden de aslında aklıma bir kurt düþtü, güzel bir tespit. Düþen kurt ise þu, bizim kulübe dıþardan baktıðın zaman aslında ikinci seçeneðe daha yakın. O zaman biz de neden kuramsallaþamıyoruz?neden mantık çerçevesinde bakıp rasyonel idari kararlar alıp mesela akhisar gibi olamıyoruz?yıldız futbolcu üzerine kurulu futbol yerine sistem takımı olamıyoruz? deyince, tabiiki ortaya problemlerimizin genel kökeni "Cavcav rules" cevabı çıkıyor. Sen de belirtmiþsin zaten "bizim tek sorunumuz cavcav aslında. cavcavdan sonra bir kurumsallaþsak þirket olmadan da olur bu, o kalibrede adamlar bu camiada" diyerek Bu meseleyi de burda deþersek iyice daðılacaðımız için þimdilik ara veriyorum.

  11. #36
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    21 Dec 2015
    Bulunduðu yer
    Muðla/Fethiye
    Mesajlar
    6
    Futbolculuðu zamanında hiç sevmediðim zaman zaman da iþin sahtekarlık boyutuna kaçan Ýbrahim Üzülmez ile umarım güzel yeni bir sayfa açarız diye düþünüyorum.Pozitif düþünmek istiyorum. Üzülmez'e destek olmaktan baþka þu an için yapacak bir þey yok.Kabus gibi baþlayan sezon umarım iyi biter.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Deðiþtirme Yetkiniz Yok
  •