-
ALKARA
Aynı Tas Aynı Hamam (da Nereye Kadar?)
Fenerbahçe galibiyetinin ardından Ýlhan Cavcav’ın, “gelecek yıl da onunla çalıþacaðız” dediði teknik direktör Fuat Çapa’nın apar topar gönderileceðinin açıklanmasından sonra oynanan Beþiktaþ maçı tribünlerinde Coþkun Yurteri’ye sinirli bir þekilde “abi 12 yıldır bu takımı izliyorum. Bir kere farklı bir þey olsun ya! Ne zaman, ne olursa akıllanacaklar?” demiþtim. Coþkun abi ise, yüzündeki acı bir tebessümle, “ben 60 yaþına geldim. Hala her þey aynı!” diye cevap vermiþti…
Ýþte o an, bu yazıyı yazmaya karar verdim. Oysa öncesinde, ne yazmak istiyordum, ne de anlatmak. Çünkü aynı kiþilerin, bıkmadan usanmadan aynı oyunu, aynı roller ve aynı repliklerle bir kere daha sergilediklerini yazmanın, anlatmanın kendimi tekrar etmek olacaðından korkuyordum. Ama onlar, çok uzun yıllardır kendilerini tekrar etmekten çekinmezken, ben neden çekiniyordum ki?
Fuat Çapa
Son 2 sezondur Alkaralar’ın baþında yer alan Fuat Çapa, toplam 78 resmi maça çıktı ve Gençlerbirliði’nin profesyonel futbol tarihi boyunca en uzun süre çalıþan 4. teknik direktörü unvanını elde etti. Göreve geldiði ilk sezon kendisine teslim edilen futbolculara bakıldıðında ben dâhil birçok kiþi, “küme düþme potasında dolaþırız, hatta düþeriz” diyordu. Ama özellikle ligin 10. haftasında muhteþem bir geri dönüþ hikayesiyle birlikte Beþiktaþ’ı 4-2 yendiðimiz maçtan sonra sahaya yansıtılan “takım oyunu” herkesin ilgisini çekmeye baþladı. Sezon sonunda hepimizin ortak düþüncesi Çapa’nın elindeki malzemeyle en iyisini yaptıðıydı.
2012-13 sezonuna baþlarken beklentilerimiz yükselmiþti. “En azından Avrupa” diyorduk. Ama bir kere daha yanlıþ transfer politikası izlendi. Sezon sonunda “para eden” futbolcular apar topar satıldı. Mevki ve özelliklerine göre, onların yerini dolduracak transferler yapılmadı. Bunun yerine genelde “ileride satarız” diye düþünülen (Gençlerbirliði’ne göre pahalı) futbolcular alındı. Ama bu transferlerde alınan futbolcuların oynadıðı mevkide 2-3 tane oyuncu bulunduðuna ve bu transferlerin altyapıdan o mevkilere gelecek oyuncuların önünü kestiðine kimse dikkat etmedi.
Sonuçta bu sezon aþı tutmadı. “Eldeki malzeme” ne tam olarak takım olabildi, ne de düzgün bir meyve verdi. Çapa’nın istediði oyuncuların alınmaması, Cem Onuk ve ekibinin kendilerine uygun futbolcular alması, Vleminckx’in son dakikada teknik direktörün baskısıyla kiralanması derken bu sezona en çok damgasını vuran konu transfer oldu.
Fenerbahçe’ye karþı Ankara’da kazanılan 2-0′lık galibiyetin ardından Ýlhan Cavcav’ın “Fuat Çapa ile çalıþmaya devam edeceðiz” sözü ve ardından, “para konusunda anlaþamadık” diyerek iplerin koparılmasıyla birlikte Çapa dönemi son buldu.
Bu hamle, kulüp yönetiminin, kısa vadeli iþlerin peþinde koþamaya devam edeceðini bir kere daha kanıtladı.
Deðiþen Futbol Düzeni
Son 5 yıldır özellikle Anadolu takımları safında büyük deðiþimler yaþanıyor. Bursaspor’un þampiyon olarak yayın gelirlerinden alacaðı payı “ilelebet” arttırması, Kayserispor, Antalyaspor ve Sivasspor’un özellikle teknik ekip bazında uzun soluklu çalıþmalara imza atmaya çalıþması ve belki de devrim niteliðinde bir kararla, takımların futbolcu satarak deðil, sportif baþarı elde ederek para kazanma çabaları bu deðiþimi çok iyi bir þekilde gözler önüne seriyor.
Ýlgili kulüplerin takım iskeletini muhafaza etmek ve akabinde sportif baþarı elde etmek için futbolcu satmaması ama ellerinde hiçbir þekilde tutamayacaklarını anladıkları futbolcuları çok yüksek rakamlara elden çıkartmaları da deðiþimin önemli bir kanıtı.
Oysa Gençlerbirliði Spor Kulübü hala 1990′ların ortalarında keþfettiði ve uzun süre gündem oluþturan, “ucuza futbolcu al, parlat, yüksek rakama sat” taktiðini hala uygulamaya çalıþıyor. Evet, bu taktik o günlerdeki futbol düzeni içerisinde düþünüldüðünde önemli bir hamleydi. Fakat bugün önemini yitirmekle kalmayıp, her yeni sezon sıfırdan “uyumlu takım” kurmaya mecbur bıraktıðı için, kulübün ayaðına dolanmaktadır.
Son 6 sezona ait puan cetvellerine bakıldıðında, artık Gençlerbirliði’nin 9-15. sıralardan yukarıya gidemediði görülmektedir. Aynı dönemlerde ilk 8 sırada olan takımlara bakılırsa da üstte bahsettiðim takımların oralara demir attıðını/atmaya baþladıðını görebilirsiniz. Aynı dönemde düþen takımlara baktıðınızda ise, ya yeni çıkan kulüpleri ya da plansız bir þekilde dıþarıdan topladıkları “eski þöhret” futbolculardan takım yaratmaya çalıþan kulüpleri görürsünüz.
Kısacası, Türk futbolunda roller deðiþmekte ve her þeye raðmen uzun soluklu planlar yapan kulüpler yukarılara doðru tırmanırken, kısa vadede ısrar edenler, günü kurtarmaya çabalayanlar aþaðıya doðru gitmektedir.
Parasal Mevzular
Gençlerbirliði Spor Kulübü, son 10 yılda sattıðı futbolculardan (diðer Anadolu takımlarının satıþ rakamlarıyla karþılaþtırdıðınızda) oldukça düþük meblaðlar elde etti. Aynı dönemde kırmızı-siyahlılar, Türk futbol kamuoyunda oluþturdukları imaja ters olarak oldukça yüksek maliyetli futbolcular transfer ettiler. Birçok futbolcu yönetimin geç kalması sonucunda bedavaya elden kaçırıldı. Yine aynı dönemde transfer edilen futbolcuların neredeyse %50′si geldiði sezonun sonunda kulüpten gönderildi. Bu ve bunun gibi bilgiler kulübün transferden para kazanmaktan çok kaybettiðinin örnekleri olarak görülebilir.
Tek Baþarı (!)
Son 6 sezonda Gençlerbirliði Spor Kulübü’nün sportif bir baþarı elde edemediði, transferde de iyi bir para kazanamadıðı düþünülürse, tek baþarısı ilgili dönemde sürekli olarak “kümede kalmasıdır.”
Geleceðe Bakıþ ve Metin Diyadin
Fuat Çapa’nın yerine, önce Bülent Uygun gibi “duruþumuza” oldukça “uygunsuz” bir isim telaffuz edilse de sonrasında eski futbolcularımızdan Metin Diyadin ile anlaþıldıðı açıklandı.
Metin Diyadin, þu anda Gençlerbirliði’nin baþına getirilecek en doðru kiþi. Fakat yönetim ona da daha önceki teknik direktörlere yaptıðı gibi skordan baðımsız olarak destek olmadıkça, takımını ve sistemini kurmasına olanak tanımadıkça ve biraz da ipleri onun eline vermedikçe yine yerimizde saymıþ olacaðız!
Sezon sonunda yine parlayan futbolcular satıldıktan ve yerleri dolmadıktan sonra 2013-14 sezonu bir kere daha sıfırdan takım kurmaya çalıþtıðımız ve “neyse ısınıyoruz” tadında bir sezon olacak. Ya sonraki sezon ne olacak? Metin Diyadin biraz daha yetki isterse, “þu futbolcuyu satmayın” derse, yine aynı oyunu mu izleyeceðiz?
Ayrıca, kulübün yönetim þeklinin artık eskide kaldıðını, revize edilmesi gerektiðini görmek için küme düþmemiz mi bekleniyor?
Son Söz
Metin Diyadin’in Gençlerbirliði’nin baþına gelmesine bir taraftar olarak sevindim ama ne yalan söyleyeyim aklıma ilk gelen þey Diyadin’in, 2006-07 sezonunda Gençlerbirliði OFTAÞ’ı baþarıdan baþarıya koþtururken, son düzlükte kaybedilen birkaç puan üzerine “garip” bir þekilde gönderilmesi ve iki sezon boyunca çalıþtıðı gencecik futbolcularına sarılarak gözyaþlarıyla tesisleri terk etmesi geldi…
http://www.mehmetalicetinkaya.com/20...-nereye-kadar/
Yetkileriniz
- Konu Acma Yetkiniz Yok
- Cevap Yazma Yetkiniz Yok
- Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
- Mesajınızı Deðiþtirme Yetkiniz Yok
-
Forum Kuralları
Paylaþ